Pandemi döneminde yaşanan kısıtlamalar, şirketlerin insan ve kültür politikalarında hızlı ve çoğu zaman acımasız kararlar almasına sebep oldu. Kısa vadeli korunma güdüsüyle alınan bu kararların, bugün daha büyük ve kalıcı sorunlara yol açtığını görüyoruz. Şirket üst yönetimlerinin ve insan kaynakları liderlerinin cesur ve öngörülü kararlar alma konusundaki hazırlıksızlığı, bu süreçte açıkça ortaya çıktı.
Pandemi sürecinde uzaktan çalışmanın zorunlu hale gelmesiyle, verimlilik skorları tam anlamıyla gözlemlenmeden hibrit ve uzaktan çalışma modelleri hızla teşvik edildi. Ancak bugün, çalışma şekli konusu şirket yönetimleri ile çalışanlar arasında bir tartışma ve hatta tehdit unsuru haline geldi.
Benzer şekilde, pandemi döneminde artan maliyetler bahane edilerek tecrübeli çalışanların erken emekliliğe teşvik edilmesi, bugün ciddi bir tecrübe ve sadakat boşluğu doğurdu. Şimdi, bu yanlış kararları telafi etmek için “+50 yaş güzellemeleri” ile erken emeklilik politikasından geri dönülmeye çalışılıyor. Oysa birkaç yıl önce Z kuşağı övgüleri yapılırken, yaşlanan nüfusun zamana ayak uyduramadığı iddia ediliyordu.
Bir diğer önemli nokta, kadınların iş hayatında daha fazla yer alması ve yönetim kademelerinde temsilinin artması için yapılan kampanyaların bir pazarlama unsuru haline gelmesi. Ancak doğum izinleri, ücret adaleti, ücretsiz izin talepleri veya evlilik nedeniyle pozisyon değişikliği gibi konulara verilen tepkiler, bu söylemlerin aksine hareket edildiğini gösteriyor.
Pandemi süreci ve sonrasında yapay zekanın yıkıcı etkisiyle birlikte insan sermayesinin yönetiminde büyük türbülanslar yaşanıyor. Kısa vadeli çözümler ve iletişim stratejileri, uzun vadede hem şirketlerimize hem de ekonomi koordinasyonuna zarar veriyor. Bunun üzerine, hızlı politik dönüşümler bu türbülansın etkisini daha da artırıyor.
Artık soluklanmaya, anlamaya, düşünmeye ve insan sermayesinin yönetimi için yeniden bir dizayna ihtiyaç var. Bu sadece şirketlerin değil, tüm ekonomik sistemin sürdürülebilirliği için kritik bir adım.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Leave A Comment